Eğitim Sen, Bolu Barosu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Türk Tabipleri Birliği, Öğretim Elemanları Derneği, Veli Der Girişimi ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nden oluşan Bolu Okul Yemeği Koalisyonu’nundan ücretsiz okul yemeği çağrısı geldi.
“Ülkemizde çocukların sağlığı ve geleceği üzerinde ciddi ve kalıcı olumsuz etkilere neden olan beslenme yetersizliği sorununun çözülmesi, sağlıklı ve başarılı bir neslin yetişmesi için elzemdir. Her çocuğun temel hakkı olan sağlıklı beslenme başta siyasi iktidar olmak üzere ilgili kamu kurumlarının sorumluluğundadır. Okul yemeği programları yoluyla okul çağındaki çocuklara ücretsiz gıda ve beslenme desteğinin kamu kurumlarının politika önceliği olması son derece ivedidir. Ancak uygulanan politikalara bakıldığında okul yemeği programlarının kamu gündeminin dışında bırakıldığı aşikârdır” ifadelerinin kullanıldığı açıklama şu şekilde:
“Ücretsiz okul yemeği; salgın sonrasında her geçen gün artan yoksulluk ve geçtiğimiz yıl yaşanan deprem felaketiyle birlikte ülkemizin en temel, en acil gündemlerinden biri haline gelmiş durumdadır. Okul yemeği tüm öğrenciler için tartışmasız en temel hak iken ve okul yemeği uygulamasının genişleyerek süreceği açıklamalarına rağmen gerekli adımlar atılmamış; verilen sözler tutulmamıştır.
Şubat 2023’te başlatılan anaokullarına besin desteği hizmetinin dahi ekonomik koşullar gerekçe gösterilerek deprem bölgesi haricinde geri çekildiği görülmektedir. Öte yandan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yayınlanan 160 sayfalık “Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2028)” belgesinde okul çağındaki çocuklara ücretsiz gıda ve beslenme desteği yapılacağına dair bir ifade yer almamaktadır. Verilen sözler yerine getirilmediği gibi Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin “… okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların okulda geçirdikleri süredeki temel ihtiyaçlarını, öz bakım süreçlerini ve eğitim programının uygulanmasını desteklemek amacıyla katkı payı alır” maddesi ile eğitim; okul öncesi ve tüm kademelerdeki öğrenciler için yemekten, eğitim materyallerine kadar paralı hale getirilmiş durumdadır.
Açıklanan her veri ve son açıklanan PISA 2022 raporu artık nitelikli eğitimi, eğitimde eşitliği dahi konuşamadığımızın açık kanıtıdır. PISA kapsamında öğrenciler, öğretmenler, okul yöneticileri ve velilere anketler uygulanmaktadır. Ankette öğrencilere sorulan sorulardan biri de “Geçen 30 günde yiyecek alacak paranız olmadığı için kaç kere yemek yiyemediniz?” sorusuydu. Bu soruya verilen yanıtlar ülkemizde en az 5 öğrenciden birinin haftada en az bir kere parası olmadığı için yemek yiyemediğini ortaya çıkardı.
MEB’in örgün eğitim verileri bile okul terklerinin ülke tarihinde görülmemiş boyutlara ulaştığını göstermektedir. Okul terklerinin bu maddi yoksulluktan kaynaklandığı açıktır, diğer bir deyişle neden yoksulluk sonuç okul terkidir.
Yetersiz beslenme, çocukların fiziksel gelişimini, okul için hazırbulunuşluğunu, akademik başarısını ve okula devamını da etkilemektedir. Dünyada bu sorunların çözümü için en etkili ve en yaygın şekilde kullanılan müdahale programı okul çocuklarına ücretsiz beslenme desteği sunan kamusal okul yemeği programlarıdır. Bu programlar başta kız çocukları ve özel eğitim gereksinimi olan çocuklar olmak üzere dezavantajlı tüm öğrencilerin eğitimde fırsat eşitliğini ve derslere devamlı katılımını sağlayan bir işleve sahiptir.
“KAMUSAL DESTEK-DAYANIŞMA PROGRAMI ACİLEN UYGULAMAYA KONULMALI”
Türkiye’nin de 27 Ocak 1995’te onayladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nde de belirtildiği üzere; ‘taraf devletler, her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul eder. Ulusal durumlarına göre ve olanakları ölçüsünde ebeveynlerine ve çocuğun bakımını üstlenen diğer kişilere, çocuğun bu hakkının uygulanmasında yardımcı olmak amacıyla gerekli önlemleri alır ve gereksinimi olduğu takdirde özellikle beslenme, giyim ve barınma konularında maddi yardım ve destek programları uygularlar’ (Madde 27/3). Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmenin ilişkin maddesine dayanarak tüm kademelerdeki okullarda eğitim gören tüm çocuklarımıza ayrım yapılmaksızın ücretsiz nitelikli bir öğün yemek ve okulda geçirdikleri süre boyunca temiz içme suyu temininin sosyal devletin görevi olduğunu hatırlatıyor ve çocuklarımız başta olmak üzere yoksullukla ilişkili olarak yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşayan kesimlere yönelik bir ‘kamusal destek-dayanışma programı’ acilen uygulamaya konulmalıdır diyoruz.
Başta siyasi iktidar olmak üzere tüm bileşenler, yetersiz beslenme ile mücadelede sorumluluk almalı ve devlet okullarında ücretsiz beslenme birincil öncelikli mesele olarak görülmelidir. Bugüne kadar yapılan çağrılar maalesef siyasi iktidar ve MEB tarafından duyulmamakta ve bakanlık çeşitli mazeretlerle (bütçe, depolama vs.) bu görevi yerine getirmemekte kararlı olduğunu göstermektedir. Gelinen noktada kentlerdeki ekonomik, sosyal, kültürel sorunların çözümünde anahtar konumdaki yerel yönetimlere de görev düşmektedir.
Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde ‘’Bolu Okul Yemeği Koalisyonu’’ olarak son derece önemli olan bu meselenin çözümüne katkı sunmak isteyen kurum ve kişilere çağrımızdır: Çocuklarımızı MESEM’lerde inşaatlardan düşerek, fabrikalarda, organize sanayi bölgelerinde makinelere sıkışarak iş cinayetlerinde kaybetmememiz için, çocukların yoksulluktan kaynaklı tarikat-cemaat ilişkilerine mecbur kalmaması için, çocuk yaşta işçilik, çocuk yaşta evlilik karanlığını yaşamamaları için mücadele etmeye devam edeceğiz ve bunun bir parçası olarak ücretsiz okul yemeği mücadelesi sorumluluğu ile gelin hep birlikte çocuklarımızın geleceğine sahip çıkalım, yapılan çalışmaların takipçisi olalım ve birlikte çözüm üretelim.”