2021’de zirvede bir değişiklik vardı: ABD, dünyanın en zengin ülkesi unvanından (net değere göre) sıyrıldı ve Çin, dünyanın en zengin ülkesi olmuştu. Hikayeyi ilk ortaya çıkaran Bloomberg , küresel servet sıralamasındaki değişikliğin McKinsey & Co.’nun bir raporunda duyurulduğunu ve Çin’in değerinin 2000’de 7 trilyon dolardan 2020’de 120 trilyon dolara fırladığını ortaya çıkardığını söyledi..
Aynı dönemde ABD’nin değeri neredeyse 90 trilyon dolara yükseldi ve bir numaralı sıranın gerisinde kaldı.
Çin’in liderlik tablosunun zirvesine çıkma yarışı, aynı zaman diliminde 156 trilyon dolardan 514 trilyon dolara çıkan küresel servetteki toplam artışın neredeyse üçte birine katkıda bulundu.
Çin’in ekonomik yükselişinin , ülkeler arasındaki ticareti düzenleyen hükümetlerarası bir kuruluş olan Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) üye olmasının ardından hızlandığı düşünülüyor . DTÖ’nün uluslararası ticaret kurallarını oluşturma ve gelişen pazarlarda bunları uygulama konusunda uluslara yardım etmesi nedeniyle ülkeler bu tür bir üyelikten yararlanabilirler.
Çin’in devasa genel zenginliğine rağmen, bu zenginlik tüm ülke tarafından paylaşılmıyor çünkü servetin üçte ikisinden fazlasının en zengin hanelerin yalnızca yüzde 10’una ait olduğu tahmin ediliyor . Aynı oran ABD’de de görülüyor.
Ancak üç yıl sonra durum hala aynı mı? Çin hâlâ dünyanın en zengin ülkesi mi?
Global Citizen Solutions’a göre öyle değil. Öyle görünüyor ki ABD liderliğini geri aldı ve geçen yıl 145,8 trilyon dolarlık devasa net servetiyle dünyanın en zengin ülkesi oldu.
Ancak kişi başına düşen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) açısından değerlendirildiğinde durum farklı: Bu bakış açısına göre , 127.673 dolar ile Lüksemburg birinci olurken, onu İrlanda, Norveç ve İsviçre takip ediyor.