Bir bankada çalışan 40 yaşındaki Gaye Özcan‘a, bebek sahibi olmak için rutin kontrole gittiği sırada doktorunun dikkati sayesinde Smear testi yapılarak rahim ağzı kanseri teşhisi konuldu.
“1-31 Ocak Serviks Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında basına demeç veren Özcan, kanser olduğunu ilk öğrendiğinde hayatının şokunu yaşadığına dikkati çekerek, “O an yaşadığım üzüntümün ve şokun tarifi yok. Yanımda bir arkadaşım vardı, sağ olsun. O olmasaydı çok daha kötü olabilirdim. Aklıma gelince bile duygulanıyorum. En hızlı ne yapılabilir, ne olabilir? Direkt çözüm odaklı düşünmeye başladım. Hemen onkoloji uzmanından randevu aldım.” dedi.
Kanserin başka bir organa sıçramadığı için şanslı olduğuna dile getiren Özcan, doktorunun 5 gün içerisinde ameliyata karar verdiğini dile getirdi.
Bebek hayali ile tüp bebek tedavisi sürecine başladı
Bebek hayali ile tüp bebek tedavisi sürecine başladığını kaydeden Özcan, çok mutlu ve heyecanlı olduğunu söyledi.
Bu süreçte vakit kaybetmemenin çok önemli olduğunu vurgulayan Özcan, “Kanser çok daha ilerlemiş olsaydı şu anda çocuk sahibi olmak benim için bir hayal olacaktı. Kadınlara jinekolojik muayeneleri ve testlerini atlamamalarını tavsiye ediyorum. Ben bunun sayesinde en azından şu anda bebek sahibi olma hayalimi gerçekleştirebileceğim.” dedi.
Dünyada 600 bin yeni rahim ağzı kanseri tanılı hasta var
Kadın Hastalıkları ve Doğum ile Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Veysel Şal ise rahim ağzı kanserinin gelişmekte olan ülkelerde en sık görülen jinekolojik kanser türü olduğunu söyledi.
Bunun dünyada cinsiyet ayrımı olmaksızın görülen ilk 10 kanser içinde yer aldığını aktaran Şal, “Dünyada 600 bin yeni rahim ağzı kanseri tanılı hasta var. Yaklaşık yüzde 50’si vefat ediyor. Çünkü geç tanı alınıyor. Aslında rahim ağzı kanseri önlenebilir tek kanser. Smear ve HPV-DNA testiyle çok erken dönemde bu kanser yakalanabiliyor. O yüzden rahim ağzı kanseri taramalarının mutlaka kadınların 21 yaşından sonra düzenli yaptırması lazım.” dedi.
“Rahim ağzı kanseri eğer erken evrede ise hasta çocuk sahibi olabilir.” diyen Şal, tümör 2 santimetrenin altındaysa o hastada anne olma şansının verildiğini vurguladı.
Prof. Dr. Şal, zamanla yarıştıklarından dolayı hastanın tüp bebekte gebe kalmasının en doğrusu olduğuna dikkati çekerek, “Dünya Sağlık Örgütü mutlaka öneriyor, 50 yaşına kadar her kadınımız aşısını yaptırabilir. Hiçbir zararı yok. Sonuçta serviks rahim ağzı kanserinden korunmanın en etkili bir numaralı yöntemi aşı ve tarama testi, Smear ve HPV DNA.” ifadelerini kullandı.
Kanser hastaları tüp bebek tedavisiyle anne olabiliyor
Tüp Bebek Ünitesinden Doç. Dr. Arzu Yurci de ileri evre serviks kanseri vakalarında önceliklerinin kadınların hayatını korumak olduğunu söyledi.
Kadınların hayatını kurtarmak amacıyla fertilizasyonu çok fazla düşünmediklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Ama erken evrede yakalanmış rahim ağzı kanserlerinde fertilizasyonu koruyabiliyoruz. Rahim ağzı kanseri tedavisine erken evrede yakalanıldığı zaman yapılması gereken cerrahi işlemlerden sonra zaman kaybetmemek için çoğunlukla tüp bebek yöntemine geçiyoruz. Çünkü hastaların en hızlı bir şekilde çocuk sahibi olması gerekiyor. Yardımcı üreme yöntemleri içerisinde de en başarılısı tüp bebek olduğu için bu yöntemi tercih ediyoruz.”